'Çuri' kuyruklu yıldızında şaşırtan keşif
31. 07. 2015
Avrupa Uzay Ajansı'na (ESA) ait araçların kuyruklu yıldız
'Çuri'den yolladığı veriler uzmanları şaşırttı. Gök cisminde hayatın temel yapı
taşları olan moleküllere rastlandı. Yüzeyin ilginç bir özelliği ortaya
çıkarıldı.
Rosetta uzay aracı 6 milyar kilometreden fazla yol kat
ettikten sonra kısaca "Çuri" olarak anılan Çuryumov-Gerasimenko/67P
kuyruklu yıldızının yörüngesine geçen yıl girmişti. Rosetta, beraberindeki araştırma modülü Philae'yi gök
cismine indirmiş, kuyruklu yıldız hakkında çeşitli ölçüm cihazlarıyla veri
toplanmaya başlanmıştı. Dünyaya yollanan veriler, çeşitli disiplinlerden uzmanlar
tarafından değerlendiriliyor. Bilim dergisi Science, son sayısında Çuri'ye
ilişkin 7 makale birden yayınladı.
16 ORGANİK MOLEKÜL BULUNDU
Göttingen'deki Max Planck Enstitüsü Güneş Sistemi Araştırmaları Enstitüsü (MPS) uzmanlarının Fred Goesmann başkanlığında yaptığı araştırmaya göre, kuyruklu yıldızda 16 organik molekülün varlığı saptandı. Bunlardan metil isocyanat, aseton, propionaldehit ve asetamit şimdiye kadar hiçbir kuyruklu yıldızda saptanmamıştı. Ian Wright yönetimindeki İngiliz Open University uzmanları da yalnızca karbon ve hidrojenden oluşan zincir moleküllere dair izler buldu.
HAYATIN TEMEL YAPI TAŞLARI
Uzman Fred Goesmann'a göre bulunan organik moleküller birçok önemli biyokimyasal tepkimenin esasını oluşturuyor. Söz konusu moleküller kimyasal reaksiyonlar sonucunda hayatın temel yapı taşlarını oluşturan şeker ve amino asitlere dönüşebiliyor. Birçok uzman, dünyadaki hayatın oluşumunda da bu tür biyo kimyasal tepkimelerin rol oynadığını savunuyor.
Uzman Fred Goesmann'a göre bulunan organik moleküller birçok önemli biyokimyasal tepkimenin esasını oluşturuyor. Söz konusu moleküller kimyasal reaksiyonlar sonucunda hayatın temel yapı taşlarını oluşturan şeker ve amino asitlere dönüşebiliyor. Birçok uzman, dünyadaki hayatın oluşumunda da bu tür biyo kimyasal tepkimelerin rol oynadığını savunuyor.
Çuri kuyruklu yıldızı yüzeyiyle de araştırmacıları şaşırttı.
Philae modülü önce Agilkia adı verilen bir noktaya iniş yaptı. Agilkia,
yaklaşık 20 santimetre kalınlığında tanecikli (granül) tabakayla kaplıydı.
Burada sabitleyemeyen modül, toplam iki saat süren iki sıçramadan sonra Abydos
adı verilen ikinci bölgeye kondu.
ZEMİNİN SERTLİĞİ UZMANLARI ŞAŞIRTTI
ZEMİNİN SERTLİĞİ UZMANLARI ŞAŞIRTTI
Alman Havacılık ve Uzay Kurumu (DLR) uzmanlarının Tilmann
Spohn başkanlığında yürüttüğü araştırmaya göre, modülün ilk iniş yaptığı alan
kar yumuşaklığında bir zemine sahipti. Hatta modül zeminde iz bıraktı. Bunu
izleyen ve Abydos adı verilen bir sonraki iniş noktasında ise durum tam
tersiydi. Bu zemin ilkinden neredeyse 2 bin kat daha sertti. Philae modülünün
bu zemine ölçüm cihazı saplama girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Vidalı
ayaklar ve zıpkınlı kancalar yüzeye hemen hiç gömülmedi. Uzman Tilmann Spohn,
"Bu sertlikte bir zemin, kuyruklu yıldızda karşılaştığımız en büyük
sürpriz. DLR'de Philae'nin proje müdürlüğünü yapan Stephan Ulamec, "Bu
özelliğe sahip olduğunu tahmin edebilseydik belki modülü o noktaya hiç indirme
girişiminde bulunmazdık" dedi.
Çuri kuyruklu yıldızındaki sıcaklık tahmin edildiği gibi
eksi 180 – eksi 140 arasında saptandı. Ölçülebilir bir çekim gücüne sahip
olmadığı belirlendi. Bunlar, evren oluşum modelleri açısından önemli bulgular
olarak görülüyor.
PHILAE MODÜLÜ NEDEN 'ZIPLADI'?
Philae modülü, Rosetta uzay aracıyla 10 yıl yolculuğun
ardından kasım ayında kuyruklu yıldıza iniş yapmıştı. Uzmanlar misyon öncesinde
modülün yumuşak bir zemine iniş yapacağı konusunda hemen hemen hemfikirdi.
Ancak iniş beklendiği gibi olmadı. DLR uzmanı Jens Biele, "Zıpkın sistemi,
modülü kuyruklu yıldızın zeminine sabitleyecekti. Ancak sistem belirlenemeyen
bir nedenden ötürü çalışmayınca modül birkaç kez zıpladı" dedi.
Philae modülünün kuyruklu yıldıza inişi ve yapılan
ölçümlerden bundan sonraki misyonların planlanmasında yararlanılacak. DLR,
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) söz konusu verilerden yararlanmak
istediğini duyurdu. Ulamec, "Kuyruklu yıldıza ilk inişte edindiğimiz en
önemli deneyim, modülün zemine gömülmesi değil kendini sabitleyememesi daha
büyük bir sorun oluşturuyor" dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.