Home » , , » NİCE 6 YILLARA ATLAS GRUP...

NİCE 6 YILLARA ATLAS GRUP...


ATLAS GRUP BUGÜN 6 NCI YAŞINA GİRİYOR!



ATLAS VE YÜKÜ!

"Dünyanın bittiği bir yerlerde
Güzel sesli akşam perilerinin karşısında
Dimdik durup ayakta tutuyor göğü 
Başı ve yorulmaz kolları üstünde.
Akıllı Zeus’un ona ayırdığı kader bu."
"Bu Atlas görür denizin bütün uçurumlarını,
Ve koca direkleri omuzlarında taşır,
Yeri göğü birbirinden ayıran direkleri."
( Odysseia Destanı, 53–55 )

“Atlas, Yunan mitolojisinde göğün taşıyıcısı, Titan Iapetos ile Klymene'nin 13 çocuğundan en güçlü olanı. Tanrılar savaşında kaybettiği için Zeus tarafından gökkubbeyi omuzlarında taşımakla cezalandırılmıştır. Zeus onu bir dağ haline getirmiş göğü de omuzları üstünde tutmağa mahkûm etmiştir. Bu mitolojik dayanakla tıpta kafatasını taşıyan ilk omura da Atlas adı verilmiştir.”

Atlantis'in kurucusu Atlas sanıldığı gibi dünyayı sırtında taşımakla değil, göğü tutan sütunları taşımakla cezalandırılmıştır. Bununla birlikte, Atlas çoğunlukla küre şeklinde bir şey taşırken tasvir edilir. Atlas Homeros’a göre de yeri göğü birbirinden ayıran direkleri taşır. Atlas omuzlarında dünyayı değil gökkubbeyi taşır.

Mitolojik hikâyeler ile yaşanılan zaman arasında her zaman bağ kurulabilinir. Daima paralellikler vardır. Yeni sözde Zeus’ların karşısına dikilmek cesaret istese de her daim yeni Atlaslar da çıkacaktır. Akıl ve zekâ, özgürlük, kaderini kendi elinle dönüştürme, cesaret, erdem ve mücadele süreklidir. Bu mit bu şekilde yorumlanırsa her daim yeni güç ve kudret sahipleri hür iradeye pranga vurmaya çalışacaktır. Ve Atlas’lara düşen görev de bu meczupları tarihin tozlu raflarından dahi silinecek şekilde hiçliğe yolcu etmektir.

Jeanett Winterson, “Atlas’ın Yükü” adlı eserinde farklı çıkarımlar yapar bu konuda. Bütün dünyanın, göklerin, derinliklerin yükü Atlas'ın omuzlarında. Ona verilen ceza direncini kırmak içindir. Ve nitekim azgın yürekli kahramanın direnci kırılır: "Dünyanın altında böyle iki büklüm dururken insanların bütün sorunları gelir kulağıma, onlar kendi paylarına düşeni sorguladıkça, her şeyin boş olduğunu daha çok anlarım."” “Winterson'ın Atlas'ı, adeta bir dağ gibidir. Gücünden dolayı değil, suskunluğundan dolayı. Atlas, düşünür durur. Yaşadıkları Atlas'a, var oluşun sınırlarını bozulmuş bir plak gibi sürekli fısıldar… Atlas'ın güçlü ama özgür olmadığına dikkat çeker ve Atlas’ın ise özgürlüğün var olmayan bir ülke olduğunu çoktan kabul ettiğini” söyler Winterson…

“Zeus, Atlas’a dünyayı veya gökkubbeyi değil, varlığını ceza olarak yüklemiştir. Var olduğunu unutamayacağı bir ağırlığın altında olmasıdır onun bitmeyen cezası.” Sorumluk, var olmak, sorgulamak, nedenlerle, niçinlerle içinden çıkamayacağı bir sarmalda düşünür durur koca Titan.

Hayat bir armağan mı, yoksa bir yük mü? Hakkı ile tamamlanması gerekli bir serüven mi yoksa üstlenilen bir görev mi? Hayat, yel değirmenleri ile bitmek tükenmek bilmeyen bir savaş mı yoksa biricik barış yapacağı kişinin kendi olduğunun algılanması mı? Değişimin kişinin kendisinden ailesine ve topluma yayılacağını idrak etmek mi, yoksa önüne gelene nasihat etmenin kolaylığına sapmak mı? Asıl mesele budur. Bizim yaşama bakışımız, bizim maceramızın yönünü tayin eder. Atlas’ın çekeceği çilenin sonu yok gibi gözükmektedir. O geçirdiği düşünce aşamasının hakkını verir ise kendini bağladığı kendi sınırlarını yine kendi eli ile un ufak edebilirse sonsuzluğa kadar süreceğini farz ettiği görevini, aslında kendisinin üstlendiğini fark edecektir.

Başkasının sorumluluğunu ebediyete kadar taşımak mıdır Atlas’ın görevi, yoksa bunun bilincine varıp dur diyebilmek midir? Yükü başkasının omzuna bırakıp gitmek değil, yük gözüken ağır görevin üstesinden hakkı ile gelmektir. Doğduktan sonra sonsuza kadar aynı kişi olmaktan ve aynı düşünmekten, aynılıktan, bayağılıktan, bağnazlıktan, klişelerden, kolaycılıktan, ebeveyn yaşamları kopyalamaktan kurtulmaktır, kudretli Atlas’ın iki büklüm halde bize hatırlattığı. Gözleri yeni bir gerçekliğe açmak, bakmak değil özü ile görebilmektir. Bireyin kendi koyduğu sınırları yine kendi yıkmasıdır. Yeni arzular, yeni farkındalıklar, yenilenmiş ve yeniden doğmuş bir algıyla yaşama farklı bir bağlantı kurmak, ezber yaşam biçimleri ezber yükleri atıp hür sorumlulukları, hür görevleri üstlenmektir. Toplumun, ailenin, çevrenin bireyin üzerine yüklediği sözde beklentiler kümesini alaşağı etmektir.

Atlas’ın yükü bizim yükümüzdür, kişi umudunu asla yitirmeden düşünceden eyleme geçen yenilenmesi ile bu yükü hafifletir. Atlas ebedi bir köleden, hür bir kahramana dönüşür bizde. Yaşamın sonu herkesin kendi sınavının sonudur. Ölüm için bir ozan şöyle der: “Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi, müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi.”

“Yaşamın ve çalışmanın temel amacı, kişinin başlangıçta olmadığı kişi olmasıdır.” M. Foucault 

NİCE 6 YILLARA ATLAS GRUP

Almira YAZICIOĞLU

YÖNETİM ADINA
Share this article :

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

 
Copyright © 2011. ATLAS . All Rights Reserved
Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
Template Modify by Creating Website. Inpire by Darkmatter Rockettheme Proudly powered by Blogger