Gökbilimciler, Evren’in büyük bir kısmını kapladığına ve
inanılan ve sırrı bir türlü çözülemeyen ‘karanlık madde’nin tespit edildiğine
dair çok güçlü bulgular elde ettiklerini açıkladı. NASA ve CERN, Uluslararası
Uzay İstasyonu’ndaki (UUİ) alıcının, karanlık maddede yaşanan çarpışmaların
sonucunda ortaya çıkan parçacıkları tespit ettiğini öne sürdü.
Ntvmsnbc 04 Nisan. 2013
Evren’in yaklaşık yüzde 30’unu kapladığına inanılan ancak ne
tür bir madde olduğu bile bilinmeyen karanlık maddenin var olduğuna dair en
güçlü delile ulaşıldığı belirtildi.
NASA ve CERN bilim insanlarının dün ABD ve İsviçre’de
düzenlediği uluslararası basın toplantısında, UUİ’de bulunan 2 milyar dolarlık
parça detektörünün sunduğu veriler değerlendirildi. Alfa Manyetik
Spektrometresi (AMS) olarak adlandırılan yaklaşık 7 ton ağırlığındaki detektör,
Mayıs 2011’de UUİ’ye monte edilmiş ve faaliyete geçmişti.
Adını ışıkla etkileşime geçmemesinden alan karanlık maddenin
tespiti için on yıllardır çalışan bilim insanları, AMS’nin elde ettiği
verilerle ilk kez Evren’deki en büyük sırlardan birini keşfetmeye bir adım
yaklaşmış olabileceklerini ifade etti.
Karanlık maddenin tespiti için çalışan uluslararası ekibin
başında yer alan ABD’nin Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT)
araştırmalar yapan astrofizikçi Dr. Sam Ting, “Birkaç ay içinde daha net
sonuçlar alacağız... Bu sorunu çözeceğimizden eminim” dedi.
KARANLIKTA ENERJİ İZLERİ
AMS ekibi, doğrudan görünmeyen parçacıkları aramak yerine, bu parçacıkların yüksek enerji ortaya çıkaran çarpışmaların ardından geride bıraktıkları izleri tespit etmeye çalıştı. Bu yöntem, CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda (LHC) görev yapan Atlas ekibinin Higgs Bozonu’nu bulmak için kullandığı yönteme benzerlik gösteriyor.
Guardian gazetesinin haberine göre, yapılan gözlemlerde,
bilim insanları pozitron (pozitif yüklü elektron) miktarında olağandışı bir
artış tespit etti. Pozitronlar, anti-elektron, yani karanlık maddede
elektronların karşıt parçacığı olarak kabul ediliyor. Bulgular, karanlık madde
parçacıkları çarpıştıkları zaman, birbirlerini yok ettiklerini ve ortaya
pozitron çıkardıklarını öne sürdü.
Ting, dün CERN’de yaptığı açıklamada, elde edilen bulguların
karanlık madde çarpışmalarına işaret ediyor olabileceğini, bu çarpışmaların ise
bir ‘pulsar’ yani ritimler halinde Uzay’a radyasyon yayan, bir nötron
yıldızından kaynaklabileceğini ifade etti.
Ting, “Bulgular karanlık maddenin varlığını destekliyor
ancak başka bir kaynak olabileceğini de göz önünde bulundurmalıyız” dedi.
UZAY’IN KARANLIK ÖRTÜSÜ
ABD’nin Chicago Üniversitesi’nden Profesör Michael Turner, karanlık maddenin iki büyük delili olduğunu ve bunları, ‘pozitron sayısında ani bir azalma ve tüm yönlerden aynı parçacıkların akışı’ olarak ifade etti. Turner, ‘AMS bulgularının karanlık madde izlerini ortaya koyduğunu ancak en gerekli yerde verilerin’ sona erdiğini belirtti.
ABD Enerji Bakanlığı’ndan Michale Solomon ise “Bir karanlık
madde denizinde yaşadığımızı biliyoruz... Yakın gelecekte çok ilginç bir keşif
yapacağımıza inanıyorum” dedi.
NASA’nın 2005 yılında iptal etmesiyle sonlanma aşamasına
gelen karanlık madde aramaları, bugün 16 ülkenin verdiği destekle devam ediyor.
Bilim dünyasının en büyük sırlarından biri olan karanlık maddenin, Evren’in
yaklaşık yüzde 26.8’ini oluşturduğuna inanılıyor. Evren’in sadece yüzde 4’ünün
‘normal maddeden’ oluştuğu, geriye kalan yüzde 70’inin ise bir diğer gizemli
kozmik madde olan karanlık enerjiden meydana geldiği kabul ediliyor.
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.