KADININ KATI...
Bir erkeğin düşünsel yeteneği, estetik birikimleri ne olursa
olsun, hayatta durduğu kat, içine doğduğu kattır, tanıdığı ilk kadının,
annesinin onu bıraktığı kat.
Giyim zevkinin bulunmadığı bir bahçede doğduysanız, giyim
zevkinin gelişmiş olduğu bir bahçeye sizi ancak bir kadın götürür.
Sofraların inceliklerle donatılmadığı bir katta doğduysanız,
incelikli sofraların bulunduğu kata sizi götürecek olan da yine bir kadındır.
Birlikte olduğunuz kadın değiştiğinde, değişen yalnızca bir
kadın değildir, hayatın neredeyse bütünü değişir.
Bir başka kata, bir başka bahçeye geçersiniz, orada her şey
farklıdır. Dinlediğiniz müzik, okuduğunuz kitap, yediğiniz yemek, gittiğiniz
yerler, buluştuğunuz arkadaşlar, hatta taktığınız kravat bile değişir.
Bir erkeği hayatın içinde kadınlar gezdirir, hayatın katları
arasında kadınlar dolaşır.
Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına
rastlarsanız bilginiz, esprili bir kadına rastlarsanız espriniz, zeki bir
kadına rastlarsanız zekânız gelişir.
Yeni huysuzluklar, kaprisler, kavga nedenleri, acılar da
öğrenirsiniz.
Hayat kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi kat kattır. Babil’in
asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir. Bir terastan bir terasa sizi
kadınlar götürür.
Ve bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, yaşadığınız
hayat, yanınızdaki kadının terası, manzarası, hayatıdır.
Hayatın hangi katında durduğunuzu, yanınızdaki kadının
durduğu kat belirler.
Hayatınız, seçtiğiniz kadındır.
Bir kadın değil, bir hayat seçersiniz çünkü...
Ahmet ALTAN
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.