Hangisi ayyaş: Yavuz mu, Atatürk mü?
Yerli, yersiz, mevsimli mevsimsiz “hoşgörü abidesi”
kesilirler.
Hoşgörünün zirve yaptığına inanılan bayram günü bile kendilerini tutamıyorlar.
Şarap içene.
Rakı yudumlayana…
Bira ile serinleyene…
Salataya fazla sirke koyana bile terbiye sınırlarını aşan ve içinde “hoşgörünün zerresini bile” taşımayan çirkin sözlerle saldırıyorlar. Rakıyı, şarabı, birayı alet olarak kullanıp “ayrımcılığı” şaha kaldırmaktalar…
Bu ne ucuzluktur.
Gerçekten vasat olma hali.
Kendi seçmenine selam göndermek için sözlerinde “kazanamadım rakı parası…” diye bir yarenlik geçen bin yıllık “Vardar Ovası türküsünü” söyleyen sanatçıyı bile bayram günü
sahnede susturabiliyorlar.
Yalan.
Dolan.
Aldatma.
İki yıl önce “Vardar Ovası türküsü” söylendiğinde “muhteşem bir türkü” diye alkışlayan siyaset adamı, bayramın ikinci günü aynı türküyü “günahkar” ilan edecek kadar siyaset sarhoşu olabiliyor.
Hoşgörünün zirve yaptığına inanılan bayram günü bile kendilerini tutamıyorlar.
Şarap içene.
Rakı yudumlayana…
Bira ile serinleyene…
Salataya fazla sirke koyana bile terbiye sınırlarını aşan ve içinde “hoşgörünün zerresini bile” taşımayan çirkin sözlerle saldırıyorlar. Rakıyı, şarabı, birayı alet olarak kullanıp “ayrımcılığı” şaha kaldırmaktalar…
Bu ne ucuzluktur.
Gerçekten vasat olma hali.
Kendi seçmenine selam göndermek için sözlerinde “kazanamadım rakı parası…” diye bir yarenlik geçen bin yıllık “Vardar Ovası türküsünü” söyleyen sanatçıyı bile bayram günü
sahnede susturabiliyorlar.
Yalan.
Dolan.
Aldatma.
İki yıl önce “Vardar Ovası türküsü” söylendiğinde “muhteşem bir türkü” diye alkışlayan siyaset adamı, bayramın ikinci günü aynı türküyü “günahkar” ilan edecek kadar siyaset sarhoşu olabiliyor.
* * *
Yazmayayım, efendilik bende kalsın, demiştim.
“Vardar Ovası türküsü”nü sırf içinde rakı kelimesi geçiyor diye dinleyeni cehennemlik ilan edip ayrımcılığı türkülere kadar taşıdıkları için “Kim daha ayyaş” diye sormak zorunda kaldım.
Atatürk için ayyaş dediler.
Birinci ağızdan söylediler.
Aynı ağızların önde gidenleri; Üçüncü Boğaziçi Köprüsü’nün adını “Yavuz Sultan Selim” koydular. Temelini törenle attıkları köprünün adını “Yavuz” koyduktan 3 gün sonra da Atatürk ile İnönü’yü kast ederek “2 ayyaşın çıkardığı kanun” diye alkol üzerinden yüksek
politika(!) yapmayı sürdürdüler.
“Vardar Ovası türküsü”nü sırf içinde rakı kelimesi geçiyor diye dinleyeni cehennemlik ilan edip ayrımcılığı türkülere kadar taşıdıkları için “Kim daha ayyaş” diye sormak zorunda kaldım.
Atatürk için ayyaş dediler.
Birinci ağızdan söylediler.
Aynı ağızların önde gidenleri; Üçüncü Boğaziçi Köprüsü’nün adını “Yavuz Sultan Selim” koydular. Temelini törenle attıkları köprünün adını “Yavuz” koyduktan 3 gün sonra da Atatürk ile İnönü’yü kast ederek “2 ayyaşın çıkardığı kanun” diye alkol üzerinden yüksek
politika(!) yapmayı sürdürdüler.
* * *
Şimdi soralım. Kim ayyaş?
Atatürk mü? Yavuz mu?
Atatürk mü? Yavuz mu?
Mustafa Kemal rakı içermiş. Onunla ilgili her anı kitabında
okuyoruz. Rakı içtiğini de gizlemiyor. Fakat “rakı içmeyi, sarhoş olup
dağıtmayı” öğütleyip özendirdiği de hiçbir yerde yazmıyor. Sözgelimi NUTUK’ta
“rakı içmek üzerine” bir bölüm, bir cümle, bir kelime, bir benzetme, bir ima
etme, bir çağrışım bile yok.
Yavuz da içiyor.
Hem de çok içiyor.
Ahu gözlü nedimi Hemdem dolduruyor, Yavuz Sultan Selim bir dikişte içiyor. Osmanlı sultanları hemen tamamı şiir yazardı. Ancak bütün sultanlar içinde “içki üzerine şiir yazıp” sarhoşluğuyla övünen tek padişah Yavuz Sultan Selim oldu.
“Ey felek, dokuz dolu cam içmeyince Han Selim.dehr içinde olmadı hergez ayakdaşım benim”
Yavuz da içiyor.
Hem de çok içiyor.
Ahu gözlü nedimi Hemdem dolduruyor, Yavuz Sultan Selim bir dikişte içiyor. Osmanlı sultanları hemen tamamı şiir yazardı. Ancak bütün sultanlar içinde “içki üzerine şiir yazıp” sarhoşluğuyla övünen tek padişah Yavuz Sultan Selim oldu.
“Ey felek, dokuz dolu cam içmeyince Han Selim.dehr içinde olmadı hergez ayakdaşım benim”
* * *
Yavuz Sultan Selim, “Dokuz dolu cam (dokuz şişe) içmeyenler
bana kadeh arkadaşlığı yapamazlar” diyor. Çok içmekle övünen Yavuz Sultan’ın
adını Köprü’ye koyanlar, Mustafa Kemal’e ayyaş diye sataşıyor, içki içmeyen din
şairi Mehmet Akif’in de adını sık sık anarak “ayrımcı-bölücü siyasetlerine”
alet ediyorlar.
Biliyor musunuz?
Mehmet Akif’in en değerli arkadaşlarından biri Neyzen Tevfik’ti. Öyle ki, Akif Mısır’a gidince Türkiye’de içkiye hakkını vererek içenlerin piri sayılan Neyzen Tevfik de onun arkasından Mısır’a gitmişti.
Biliyor musunuz?
Mehmet Akif’in en değerli arkadaşlarından biri Neyzen Tevfik’ti. Öyle ki, Akif Mısır’a gidince Türkiye’de içkiye hakkını vererek içenlerin piri sayılan Neyzen Tevfik de onun arkasından Mısır’a gitmişti.
Kim günahkar?
Vardar Ovası dinleyen mi? İçkiyle övünen Yavuz’un adını köprüye koyan mı?
AKP’ye oy verenler siz de susmayın!
Yusuf İslam adlı sonradan Müslüman olmuş rock şarkıcısı Türkiye’ye gelip Başbakan ile cuma namazı kıldıktan sonra İngiltere’nin Hıristiyan şehri Cambridge’de cami yaptırmak için istediği 50 milyon TL’yi aldı mı? Şarkıcı Türkiye’den memnun ayrıldığına göre aldı. Halktan çok yüksek vergiler toplayan ve dışarıdan her yıl 70 milyar dolar taze para borçlanan Türkiye’nin 50 milyon TL’sini “cemaatsiz cami yaptırsın” diye şarkıcıya vermesi “kul hakkı yedirmek” tir. AKP’ye oy verenlerin de susmaması gerekir.
Necati Doğru – Güneş Gazetesi…
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.