Dinler başarısız oldu…
Kimi dinler şunları emreder: "Hiç yalan söyleme,
kimsenin hakkını yeme, kimseye eziyet etme, her zaman iyilik ve güzellikten
yana ol." Ve bu dinden olduğunu söyleyen insanların neredeyse hepsi
emredilenleri yapmaz, tersini yapar. O halde böyle davrananlar o dinin dışında
demektir. Onlar, kimi durumlarda yalan söylemeyi de, hak yemeyi de, eziyet
etmeyi de, kötülük ve çirkinlikten yana olmayı da haklı ve doğru gösterirler.
Bunu yaparken, kendince bazı bahanelere sığınırlar. Tüm bahaneleri birer
düşüncedir. Ve düşünceler, hem bölücü hem de her an değişebilen şeylerdir. Bu
yüzden onlara güvenemezsiniz.
Bahsettiğimiz dinler çok yandaş topladı ve neredeyse hiçbir yandaşını düzeltemedi.
Bu dinler kendi içlerinde bölünüp mezheplere ayrıldı. Bir din bir diğer dini, bir mezhep bir diğer mezhebi yabancı, hatta kimilerini düşman gördü. Kimi dinler ya da mezhepler, birbirleriyle savaştılar. İnsanlar din ve ya mezhep adına birbirini öldürdü, işkenceler yaptı.
Milattan Sonra 2000 li yıllardayız. Din ve mezhep
düşmanlıkları ve savaşları hala dünyayı cehenneme çeviriyor.
Dinler emreder. Ve bunu yaparken korkuyu kullanırlar. İnsan, karmaşanın egemenliğinde bir varlık. Bu korkular ve emirler, kendisini kabullenen insanların karmaşasını daha da dallanıp budaklandırdı. Karmaşa içindeki insanlar, ilk hallerinden farklı ve bozulmuş başka dinler üretmiş oldu. Ve aslından uzaklaşmış bu dinlerini hala asıl din zannediyorlar. Bunun farkında değiller.
Sonuçta bir kitaptan da okunsa bir insandan da duyulsa
dinler sadece sözcüklerdir. Bunu görüyor musunuz? Her insan kendi zihninde, bu
sözcüklere kendine göre şekiller verir. Ve o şekilleri din olarak kabul eder.
İnsanın her an içinde bulunduğu çelişkiler ve karmaşalar bu şekilleri
değiştirir. Yani o dini değiştirmiş olur. Böylece her insan zihninde diğer
insanlardan farklı bir din yaratmış olur. Ve zihinlerde oluşan bu dinler, ilk
ve saf halleri değildir. Ayrıca zihinlerindeki her din bölücü, yıkıcı ve
birbiriyle çatışan birçok ayrıntı ile doludur. Bu yüzden insanı hem kendinden
hem de diğer insanlardan uzaklaştırır, yabancılaştırır.
Dinler başarısız oldu. Ve olmaya da mahkum.
İnsanı gerçekten düzeltecek olan kendini doğru tanımasıdır. Bu da kendine ve
her şeye, kendinden ve her şeyden tamamen özgür bakmakla olur. Ve bu yetenek
herkeste var. Böyle bakan insan kendini doğru tanır ve içindeki karmaşalar
zinciri hızla çözülmeye başlar. Gittikçe karmaşadan uzak, iyiyi ve güzeli yaşayan
ve yaşatan bir varlık haline gelir. Görür ki artık yaşamında hiçbir din yoktur
ve kendisi hiçbir dine ait değildir. Ve bu dinsizlik, kurallardan, korkulardan,
emirlerden, kelimelerden, insanlardan, kör kabullenişlerden uzak, en saf ve
gerçek yaşam tarzıdır!
Atlas Grup