Religulous: Kapanış
Dindeki ironi, gücünden dolayı, kıyamet gününü bekleyen insanları bizzat dünyanın sonunu getirecek işlere yönlendirmesidir. Acı gerçekse, insanoğlunun yaşaması için dinlerin ölmesi gerektiğidir.
Din adamları ve pusulası din olan devlet adamları tarafından alınmış hayati kararların neticesini görecek kadar zamanımız olmayabilir...
İnanç, düşünmemenin fazilet sanılmasıdır. Övünülecek bir şey değildir. İnsanlara inanç telkin edenler, dini mevcut kılanlar ve yüceltenler, işte onlar bizim entelektüel köle tacirlerimizdir. Fantezileri ve safsatalarıyla insanoğlunun aklını esir tutup, arka planda yaptıkları tahribatları haklı çıkarırlar.
Din tehlikelidir, çünkü tüm cevapları bilmeyen insanların her şeyi bildiklerini zannetmesini sağlar. Koşulsuz teslimiyetin, "Tanrım benden ne yapmamı istersen yaparım" demenin büyük bir erdem olduğu zannedilir. Acı gerçekse bu insanlarla konuşan bir Tanrı'nın olmamasıdır. İşte bu yokluk, başka insanlar tarafından kendi fesatlıklarıyla ve kişisel hedefleriyle doldurulur.
Size her şeyi bildiğini söyleyenler, ölümden sonrasını anlatanlar hakkında... Size söz veriyorum, bilmiyorlar. Neden mi bu kadar eminim? Çünkü ben de bilmiyorum ve onlarda benim sahip olmadığım özel zihinsel güçler yok. Büyük sorular karşısında insanoğlu için en uygun davranış, dinin kendine has özelliği olan kibirli bir katiyet değil, şüphedir. Şüphe mütevazidir, insanoğlunun da öyle olması gerekir. Zira insanlık tarihi insanların yanılgılarıyla doludur.
İşte bu yüzden rasyonel insanların, dinsizlerin, ürkekliklerine son verip kabuklarından çıkma ve kendilerini savunmaları gerekiyor. Kendilerini ılımlı dindar olarak kabul edenlerin ise aynaya bakıp, dinin kendilerine sağladığı teselli ve rahatlığın beraberinde getirdiği bedelinin çok ağır olduğunu görmeleri gerekiyor.
Eğer bir siyasi partiye veya bir kulübe üye olsaydınız ve buradaki bağnazlık, kadın düşmanlığı, homofobi, şiddet ve cahillik din olarak sıkı sıkıya bağlı olduğunuz şeyler kadar olsaydı, o kulüpten hemen ayrılırdınız. Aksini yapmak bu suçlara göz yummak, yataklık etmek olurdu. İşte dini aşırıcılık da gücünü ve meşruluğunu kendisine sorgusuz inanan milyarlarca yandaşından almaktadır.
Eğer dünya gerçekten sona erecekse veya din odaklı küresel bir nükleer savaş sonrası yıkıntılar arasında geleceğe topallayarak gideceksek; o zaman bari gerçek problemin ne olduğunu hatırlayalım: Biz, zihinsel gelişimimizi tamamlayıp akli dengemizi bulamadan, kitle imha silahlarını bulmuştuk! İşte durum bu... Büyü, ya da öl...
Din tehlikelidir, çünkü tüm cevapları bilmeyen insanların her şeyi bildiklerini zannetmesini sağlar. Koşulsuz teslimiyetin, "Tanrım benden ne yapmamı istersen yaparım" demenin büyük bir erdem olduğu zannedilir. Acı gerçekse bu insanlarla konuşan bir Tanrı'nın olmamasıdır. İşte bu yokluk, başka insanlar tarafından kendi fesatlıklarıyla ve kişisel hedefleriyle doldurulur.
Size her şeyi bildiğini söyleyenler, ölümden sonrasını anlatanlar hakkında... Size söz veriyorum, bilmiyorlar. Neden mi bu kadar eminim? Çünkü ben de bilmiyorum ve onlarda benim sahip olmadığım özel zihinsel güçler yok. Büyük sorular karşısında insanoğlu için en uygun davranış, dinin kendine has özelliği olan kibirli bir katiyet değil, şüphedir. Şüphe mütevazidir, insanoğlunun da öyle olması gerekir. Zira insanlık tarihi insanların yanılgılarıyla doludur.
İşte bu yüzden rasyonel insanların, dinsizlerin, ürkekliklerine son verip kabuklarından çıkma ve kendilerini savunmaları gerekiyor. Kendilerini ılımlı dindar olarak kabul edenlerin ise aynaya bakıp, dinin kendilerine sağladığı teselli ve rahatlığın beraberinde getirdiği bedelinin çok ağır olduğunu görmeleri gerekiyor.
Eğer bir siyasi partiye veya bir kulübe üye olsaydınız ve buradaki bağnazlık, kadın düşmanlığı, homofobi, şiddet ve cahillik din olarak sıkı sıkıya bağlı olduğunuz şeyler kadar olsaydı, o kulüpten hemen ayrılırdınız. Aksini yapmak bu suçlara göz yummak, yataklık etmek olurdu. İşte dini aşırıcılık da gücünü ve meşruluğunu kendisine sorgusuz inanan milyarlarca yandaşından almaktadır.
Eğer dünya gerçekten sona erecekse veya din odaklı küresel bir nükleer savaş sonrası yıkıntılar arasında geleceğe topallayarak gideceksek; o zaman bari gerçek problemin ne olduğunu hatırlayalım: Biz, zihinsel gelişimimizi tamamlayıp akli dengemizi bulamadan, kitle imha silahlarını bulmuştuk! İşte durum bu... Büyü, ya da öl...
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.