Home » , , » OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN YIKILIŞI

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN YIKILIŞI

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN YIKILIŞI


Osmanlı İmparatorluğu'nun Yıkılışı 20 Aralık 1881'de Gerçekleşir

Sizce Osmanlı imparatorluğu ne zaman son bulmuştur?
Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Ateşkesi'yle mi?
Yoksa Sevr Antlaşmasının imzalandığı gün müdür Osmanlı'nın yok oluş tarihi?

Belki de kimilerimiz TBMM'nin açılış tarihini olan 23 Nisan 1920'yi Osmanlı'nın sonu olarak kabul edebilir.

Olaya devletler açısından bakıldığında, "29 Ekim 1923" Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, Osmanlı'nın kesin ortadan kalkış gününü simgeler.

Tabii bütün bu olasılıklar hem tarih hem de siyaset açısından anlamlı ve geçerli. Ama bana sorarsanız, imparatorluğun yıkılış tarihi, Borçlar Yönetimi'ni (Düyun-u Umumiye İdaresi) kuran Muharrem Kararnamesi'nin ilan edildiği gündür: 20 Aralık 1881.

Büyük bir tarihsel rastlantı olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun yok oluş sürecinden yepyeni bir Cumhuriyet yaratacak olan lider, Mustafa Kemal Atatürk de aynı yıl doğmuştur.

Öyle anlaşılıyor ki hızlı değişim dönemlerinde Tarih Ana, sadece o günü belirlemekle kalmıyor, pek çok gelecek olayın tohumlarını da karnında taşıyor.

Düyun-u Umumiye İdaresi'nin Kuruluşu

Düyun-u Umumiye İdaresi'nin kuruluşunu, imparatorluğun yıkılış tarihi olarak kabul etmemin simgesel bir anlamı da var:

Biliyorsunuz, Türk-İslam devlet geleneğinde bir hükümdarın egemenliğinin ilanında iki simgesel olay vardır:

Hükümdarın adına hutbe okunur ve sikke kestirilir, yani para bastırılır.

Hükümdar, egemenliğini Allah adına ve ekonomik bağımsızlığa sahip olarak ilan eder.

İşte Düyun-u Umumiye'nin kuruluşu bu simgesel anlamda da, Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik bağımsızlığını yitirmesi anlamında da devletin sona erişini vurgular.

Aslında artık ekonomik olarak bütünüyle çökmüş olan Osmanlı İmparatorluğu daha 1865'te borçlarının faizlerini ödeyemez duruma düşmüştü.

Bir yandan ekonomik olanaksızlıklar, öte yandan yeni borç gereksinmesi, Osmanlıları tümüyle yabancı finans kaynaklarının denetimine sokmuştu.

Sonunda devlet iflas etti.

İmparatorluğun alacaklıları, devletin en sağlam gelirlerine el koydu.

Batılı ülkelerin alacaklıları tarafından kurulan Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi, İngiliz, Hollandalı, Fransız, Alman, italyan, Osmanlı ve öncelikli alacaklılar temsilcilerinden oluşan yedi kişilik bir kuruldu. Yönetim bugünkü İstanbul Lisesi binasında çalışıyordu.

Bütçenin üçte birinden fazlasını oluşturan tütün, tuz, ipek, içki, pul ve av vergilerine el konmuştu. Bu vergiler toplanması en kolay ve güvence altında olan vergilerdi.

Düyun-u Umumiye memurları, yanlarında jandarmalar, köylünün tarlasındaki ürüne el koyarak gerekli tahsilatı yaparlardı.

Zaten mültezim zulmünden bıkmış olan çilekeş Anadolu köylüsünün başına yeni bir dert daha açılmıştı.

Ege dolaylarında hâlâ Düyun-u Umumiye memurlarının jandarma ile birlikte yaptığı vergi tahsilatına ilişkin zulüm öyküleri anlatılır.

Düyun-u Umumiye Meclis'i üyeleri, yılda 2000 ingiliz Lirası maaş alırlardı, İstanbul'da oturanların maaşı 1200 İngiliz Lirasıydı.

Osmanlı Devleti kendi memurlarına para ödeyemezken, Düyun-u Umumiye'de çalışanlar, maaşlarını muntazaman alırlardı, çünkü borç ödemeleri, yapılan tahsilattan masraflar düştükten sonra yapılırdı.

Rivayet edilir ki, aileler Osmanlı Devleti'nde katip olanlara kız vermekte nazlanır, ama damat adayı Düyun-u Umumiye'de çalışıyorsa, evlenmeye derhal izin verilirdi.

Muharrem Kararnamesi'nin yayınlanma tarihi olan 1881'den Birinci Dünya Savaşı'nın sonu olan 1918'e kadar geçen 37 yıl boyunca Osmanlı'nın yaşamasının nedeni İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya arasında "Doğu Sorunu'nun" nasıl çözüleceği, yani imparatorluğun nasıl bölüneceği konusunda bir anlaşmaya varılamamış olmasıdır.

İmparatorluk Kırım Savaşı sırasında ilk borcun alınmasından 27 yıl sonra iflas etmiş ve çökmüş, ekonomik olarak işgal edilmiş, bu çöküşten 37 yıl sonra da Birinci Dünya Savaşı sonrasında askeri olarak işgal edilmiştir.

Demek ki Osmanlı Devleti ilk borçlarını aldıktan 64 yıl sonra çökmüş, yani can çekişmesi 64 yıl sürmüştür.
Zaten bu 64 yıl boyunca yaşamış olmasını da yukarda belirttiğim gibi kendisini paylaşmak isteyen Avrupalı devletlerin aralarında anlaşamamalarına borçludur.

Osmanlı'nın ünlü "denge politikası" işte kendisini paylaşmak isteyen bu devletleri birbirine karşı kullanma politikasıdır ve yeni kuşaklara "başarılı" politika diye anlatılır.

(Sevgili okurlarım, bu konuya ilgi duyanlar mutlaka Emine Kıray'ın yazdığı, iletişim Yayınları tarafından 1993 yılında yayınlanan Osmanlı'da Ekonomik Yapı ve Dış Borçlar adlı kitabı okumalılar.)

Prof. Emre KONGAR, Tarihimizle Yüzleşmek




Share this article :
 
Copyright © 2011. ATLAS . All Rights Reserved
Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
Template Modify by Creating Website. Inpire by Darkmatter Rockettheme Proudly powered by Blogger